Aslan Doğurmak
Yayım Tarihi: 14 Kasım 2020 - Manşet AydınOrmanda sakinleri kendi aralarında kim daha fazla yavru yapabilir diye çekişmeye başlarlar. Sonunda uzlaşamayınca gidip dişi Aslan’a sorarlar. Sen kaç yavru doğurabiliyorsun derler? Dişi Aslan Bir diye yanıtlar fakat sonuna ekler, ‘Ben aslan doğururum’. Yani nitelik nicelikten önemlidir.
Akıldan çıkarılmaması gerekir ki; Hakkın takdiri, milletin desteği ile olaylara tek başına göğüs geren bu davanın lideri ve tek vazgeçilmezi Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Geçtiğimiz haftanın iki önemli gündemi vardı. Birisi merkez bankası Başkan’ının görevden alınması, diğeri ise Berat Albayrak’ın istifa etmesi ve istifasının kabul edilmesi.
Aslında Cumhurbaşkanlığı sisteminde bunlar olası kabul edilebilecek teamüllerdir. Muhalefetin ısrarla geri getirmek istediği eski ve eskide kalması gereken milletin menfaatine olmayan parlamenter sistemde böyle bir durumda yer yerinden oynardı. Kulislerde hükümet değişiklikleri konuşulur, Kemal beyin avuçlarını ovuşturarak dediği ‘devlet krizi’ söylemleri dillendirilir daha neler neler... Sonrasında bakarsınız kur uçar gider, faizler pik yapar ve piyasa bunları anında fiyatlayıp zam üstüne zam gelirdi.
Allah’a şükürler olsun ki süreç bizim yersiz! Muhalefetin beklediği gibi olmadı. Herkes makamların gelip geçici olduğunun bilincinde hareket etti. Piyasalar değişiklik sürecine olumlu tepki verdi. Merkez bankası başkanı Naci AĞBAL yaptığı ilk açıklamada “TCMB olarak temel amacımız fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir” diyerek herkese güven verdi. Bunun sonucunda TL değer kazandı ve dolar kurunda düşüş görüldü.
Ayrıca şu bir gerçek ki Berat beyi Enerjide ve Ekonomide yaptıkları için tebrik ediyoruz. Türkiye bugün Doğu Akdeniz’de bende varım diye biliyorsa bunun altında imzası olan Berat beyin kendisidir. Yine tüm baskılara rağmen ısrarla yapılan aramalar sonucu Karadeniz’de bulunan 200 milyar dolar değerindeki doğalgazda Berat beyin çok büyük emekleri vardır.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi içerisinde gerçekleşen istifalar, atamalar, görev değişiklikleri normal süreç içerisinde gerçekleşen olaylardır. Buradaki unutulmaması gereken en önemli nüans, daha öncede belirttiğim gibi yeri doldurulamayacak tek kişinin Sayın Cumhurbaşkanımızın olduğunun akıldan çıkarılmamasıdır.
Çünkü 2002 yılından bugüne Türkiye Ekonomisini yaklaşık 3 kat büyüten, Enflasyonu %30’lardan tek haneye düşüren, Bütçe gelirlerinin yarısına yakını faize giderken %9’lara indiren, 367 krizinde, Türkiye tarihinde bir ilk olan e-muhtıra krizinde, Türkiye’nin en büyük partisine kapatma davası açıldığında, 7 Şubat Mit krizinde, Gezi olaylarında, 17-25 Aralık darbe girişiminde, 15 Temmuz hain kanlı kalkışma girişiminde, Ayasofya’yı açan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli, Ovit Tüneli, Osmangazi Köprüsü ve Dünyanın en büyüklerinden birisi olan İstanbul Havalimanı yapılırken hep kararlılıkla, azimle, önce devletim ve milletim diyerek dimdik duran tek kişi vardı: Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN
Ak parti döneminde Sayın Cumhurbaşkanımızın desteği ile yapılan İslami Finans konusundaki çalışmalara da değinmeden geçemeyeceğim. İlk olarak Türkiye’de 1984 yılında Rahmetli Turgut ÖZAL ile başlayan bu çalışmalar Ak Parti döneminde hükümet programlarına yansımıştır. İslami finans alanında devlet bizzat kendisi Katılım bankaları kurmuştur. Türkiye’de ilk tekafül ve faizsiz emeklilik şirketleri bu dönemde kurulmuştur. Ülkemizdeki ilk özel sektör sukuk ihracı özel bir banka tarafından bu dönemde yapılmıştır.
2002 yılında 212.681 milyon liralık büyüklüğe sahip bankacılık sektöründe %1,9’luk bir paya sahip olan Katılım bankalarının payı 2017 sonrasında %5’in üzerine çıkmıştır.
Fakat buda yeterli değildir. Türkiye’den birkaç yıl önce ilk İslami finans bankasını kuran Malezya’daki İslami finans sektörünün büyüklüğü yaklaşık olarak Türkiye’nin sekiz katına ulaşmıştır. Türkiye İslami finans 2014 yılından sonra hükümet tarafından stratejik bir sektör olarak görülmüştür. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere sistemdeki TCMB, BDDK ve Hazinedeki yetkin kişilerin atacağı pragmatist adımlar ile daha etik, paylaşımcı, adil değerlere sahip olan İslam Ekonomisi ve Finansı alanının Türkiye’deki payı her geçen gün daha da artacaktır.